- saç saça
- saç saça adv(fam)\saç saça baş başa dövüşmek/gelmek/girmek sich in die Haare fahren/geraten/kriegen\saç saça baş başa olmak sich in den Haaren liegen
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
saç saça baş başa — genellikle kadınlar birbirlerini kıyasıya hırpalayarak biçimde Kıbrıs ta parti politikası da bir ara, ana vatandaki gibi saç saça baş başa idi. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
saç saça baş başa gelmek (veya dövüşmek) — genellikle kadınlar birbirlerini kıyasıya hırpalayarak biçimde kapışmak Eğer bu patırtıdan, ikindi uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda saç saça baş başa dövüşeceklerdi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
saç — is. Baş derisini kaplayan kıllar Muntazam taranmış, noksansız, sarı, genç saçlar... A. Haşim Birleşik Sözler saçkıran saç örgüsü sırma saç takma saç arapsaçı ci … Çağatay Osmanlı Sözlük
saca — saco f. grand sac à grain, ciment, etc.. Fig. personne mal vêtue, habillée comme un sac. Grand nombre. Saca de vin : sac à vin, ivrogne … Diccionari Personau e Evolutiu
sač — sȁč1 m <N mn sàčevi> DEFINICIJA reg. željezni ili zemljani poklopac pod kojim se na ognjištu peče kruh, pita ili kakvo drugo jelo; peka [kruh ispod sača; peći ispod sača/pod sačem] ONOMASTIKA pr. (prema zanimanju i nadimačka): Sȁčār… … Hrvatski jezični portal
saca — demirden yapılmış üç ayaklı saç oturağı … Beypazari ağzindan sözcükler
Liste der Biografien/Sac — Biografien: A B C D E F G H I J K L M N O P Q … Deutsch Wikipedia
uykusu başına sıçramak — 1) uyuyamadığı için sersemleşmek 2) uykusunu iyi alamadığından hırçınlaşmak Eğer bu patırtıdan, ikinci uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda, saç saça, baş başa dövüşeceklerdi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sackless — innocent, faultless. N. From the Saxon noun, SAC, SACA, a cause, strife, suit, quarrel, &c. and the preposition LEAS, without … A glossary of provincial and local words used in England
ak düşmek — (saça veya sakala) saç ve sakal tek tük ağarmaya başlamak Benim bütün saçlarıma, senin sadece şakaklarına ak düşmüş. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
saccule — sac·cule || sækjuËl n. small sac, small baglike structure in a plant or animal … English contemporary dictionary